Bakışlarına giydirdiğin o minicik eteğinle
aramdaki en kısa mesafe,
matematik literatüründe geçmeyen
piç bir denklemdi.
Üst dudağıma nisan yağmuru gibi düşen alt dudağın
kiralık katil olmaya hevesli acılar taşıyordu,
sulak bir çayırdan ot bitmez dağlara.
Yeşildin, ılıman.
Ben henüz keşfedilmemiş kara parçalarımda
elma şekerini bilmeyen kabileler saklıyordum.
İnancını bubi tuzaklarına kurban etmiş olmanın gururuyla
gecenin terkisinde elleri pembe bir kadındın.
Her bel altı darbesinde
Rauf Bey'den kalma acıların arkasına saklanan.
Gecenin şahdamarından gündüzün toplardamarlarına
kurumuş nehirleri arkasına alan,
omuzları düşük ihtiyarlar akardı.
Bu ihtiyarlar gazi madalyalarını siklerine asıp
habire cigara sarardı.
Gözaltı rengimde mutluluğun yansıması var!
Gözaltı rengimde şizofreni bir tanrı var!
Kesik bileklerimden bulaştım
bakışlarına giydirdiğin o minimal eteğe.
Tüm radyo istasyonlarında aranıp
çıkar sokağa terkedilen bebeklerde bulunan hastalıklı bir kandım.
Bir leke olarak görme beni.
Anadilinde özgürlük şarkıları söyleyen epilepsi solistin
en paslı notasına aşık olmayı kabul etmekle
bu topraklarda acıyı her görüşünde esas duruşa geçip,
başını eğersin.
Tek başına uyumayı beceremez kabilemdeki lezbiyenler.
Lekeler pas tutmaz bilirsin!
İzinsiz kazılarıma yenilerini ekleyip,
tarih kitaplarında adı geçmeyen uygarlıklar arıyorum gözünün yaşında.
Ve ben hiç durmadan yirmi iki yaşımı asıyorum,
Pollyanna ile her adam asmaca oynayışımda.
Henüz keşfedilmemiş kara parçalarımda,
bende seni seviyorum demeyi bilmeyen kabileler saklıyorum.
Acının vatanından kaçak geçip, yüz sürdüm tebessümün yasına.
Bakışlarındaki o ince bilekli bacak kaybolur,
saklanır sevimsiz dna'larımdan.
İnançsız doktora ait, hipokrat yeminlerinin ardına.
Elleri aşık pembe bir kadındın.
Bitir bu trajediyi Shakespeare dedin.
Artık bitir!
Gece-gündüz gibi üzerinden gidip gelirken
şöyle bir not düşüyorum en kadın kısmına;
Bu kalabalık yalnızlığımız,
gerektiğinde bebekli, hamile hanımlar ile
gazi ve malüllere aittir!
aramdaki en kısa mesafe,
matematik literatüründe geçmeyen
piç bir denklemdi.
Üst dudağıma nisan yağmuru gibi düşen alt dudağın
kiralık katil olmaya hevesli acılar taşıyordu,
sulak bir çayırdan ot bitmez dağlara.
Yeşildin, ılıman.
Ben henüz keşfedilmemiş kara parçalarımda
elma şekerini bilmeyen kabileler saklıyordum.
İnancını bubi tuzaklarına kurban etmiş olmanın gururuyla
gecenin terkisinde elleri pembe bir kadındın.
Her bel altı darbesinde
Rauf Bey'den kalma acıların arkasına saklanan.
Gecenin şahdamarından gündüzün toplardamarlarına
kurumuş nehirleri arkasına alan,
omuzları düşük ihtiyarlar akardı.
Bu ihtiyarlar gazi madalyalarını siklerine asıp
habire cigara sarardı.
Gözaltı rengimde mutluluğun yansıması var!
Gözaltı rengimde şizofreni bir tanrı var!
Kesik bileklerimden bulaştım
bakışlarına giydirdiğin o minimal eteğe.
Tüm radyo istasyonlarında aranıp
çıkar sokağa terkedilen bebeklerde bulunan hastalıklı bir kandım.
Bir leke olarak görme beni.
Anadilinde özgürlük şarkıları söyleyen epilepsi solistin
en paslı notasına aşık olmayı kabul etmekle
bu topraklarda acıyı her görüşünde esas duruşa geçip,
başını eğersin.
Tek başına uyumayı beceremez kabilemdeki lezbiyenler.
Lekeler pas tutmaz bilirsin!
İzinsiz kazılarıma yenilerini ekleyip,
tarih kitaplarında adı geçmeyen uygarlıklar arıyorum gözünün yaşında.
Ve ben hiç durmadan yirmi iki yaşımı asıyorum,
Pollyanna ile her adam asmaca oynayışımda.
Henüz keşfedilmemiş kara parçalarımda,
bende seni seviyorum demeyi bilmeyen kabileler saklıyorum.
Acının vatanından kaçak geçip, yüz sürdüm tebessümün yasına.
Bakışlarındaki o ince bilekli bacak kaybolur,
saklanır sevimsiz dna'larımdan.
İnançsız doktora ait, hipokrat yeminlerinin ardına.
Elleri aşık pembe bir kadındın.
Bitir bu trajediyi Shakespeare dedin.
Artık bitir!
Gece-gündüz gibi üzerinden gidip gelirken
şöyle bir not düşüyorum en kadın kısmına;
Bu kalabalık yalnızlığımız,
gerektiğinde bebekli, hamile hanımlar ile
gazi ve malüllere aittir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder