25 Mayıs 2012 Cuma

Şiirinler



kırmızı bir yosunun dudaklarında öptüm adını
ilkin.
sonra sen bu şehri terk ettin
bense bir denizi.
artık meyve vermeyen kurumuş laflar döküldü zaman çatlağından mükafât üzerine.
ben, seni hep içime attım.
seninle birlikte sızladı külhaniliğime vurduğun ket.
sonra,
adın,
dedim.
çok sonra,
adın,
Gurbet.


elbette bir Mayıs tufanı olmalıdır,
kısaltan aradaki mesafeyi.
şehirlerarası yolları üzerime süren,
şahrem şahrem bir yalnızlığın şadırvanından içtim adını:
ölüm, aynısı.
aklımın koridorlarındaki sessizliği terkedilmişlik sanan bir çift sevgilinin
öpüşmelerinden geriye kalan bir Temmuz patırtısı.
hassasiyetin ruhu rahatsız eden ruh yoksunu şaibeli sesi.
ve odanın bir köşesinde
"bir bardak Leyla" diye diye büyüyen Mecnun'un denize olan kin dolu sevdası...
bunların hepsi, beklenmeye zorlanmış birer hayat sahnesi.


ben şimdi kalbinin merkezine en yakın,
bedenine en uzak şehirdeyim.
altı ay kar var yasımın üzerinde.
kimsesizim.
eski bir radyo gibi bir tek seni çekiyorum.

için patikalarında araba bekleyen ahmak iki otostopçunun topuklarında,
özleme vurgun, iki flu nasır gibi kaldık.
bir hayatı dönerken bilerek çarptığım adın gün gelir,
konar diye dilime,
ağzım, adın için Haziran
adın için Aralık.


dünyanın suratında unutulmuş iki tokat iziydik.
kırmızı bir yosunun dudaklarında öptüm adını
ilkin.
sonra sen bu şehri terk ettin
bense bir denizi.
aşk dedik.
aşk, her insanda biraz hastalık,
biraz kalp büyümesi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder