19 Mayıs 2012 Cumartesi

İrritabl Kolon Sendromu


Yetiş anne!
Gençliğim "B" sesi veriyor.


Bu şiir dün gece terkedilmiş halde
Bir suç ürünü mahsulü olarak
Yeni keşfedilmiş bir kıtaya basılan ilk ayağın
(Biz hep birinci ayakta kaybederdik)
O hafızamızda yer eden pembe dokusuyla anılmak üzere
Diri vücudunun orgazma en yakın odasında
Acıya bırakılmış tek miras olarak bulunduğunda
Henüz intihar yaşın gelmemişti sevgilim.
Ama öyle güzel yeminler gördüm ki
O uzun saçlarını ufku teğet geçen paralellere bağladıktan sonra
O kocaman gözlerine çektikleri tel örgülerin

Öteki tarafında unuttukları ışığı unutup salıncak kuran.

Kabuğunun altında cinayetler olan dar ağaçları
Sonbahara yakın dökerken yapraklarını yalnızlığın kalabalık kısmına
Çılgın bir saatin tik taklarını oyuncak sanıp
Bir bir uçurumlara koşmuştu çocuklar.
Şimdi upuzun bakışlarla sarıyor hafızamı nü.
Duayla beslenen bir kabilenin ateşinde pişen tanrının
Yanlışlıkla dilinden düşürdüğü günahın hangi mısrasıyla doyurmuştun beni?
Şehre yeni bir meteoroloji dalgası gibi gelip giderdi insanlar
O dalgada kaç sandalımız podyum olmuştu pullu deniz mankenlerine?
Ah tabi,
Gençliğim,
Lezzetli sevişmelerden arda kalan peçetelerin
Silmeye cesaret edemeyeceği kadar korkunçtu.
Fen çaresiz.
Bize öyle çaresizki ilim.
Kasıklarında düş dolu bir kuş uykusuna yatar halde basıldığımda
O keskin sevda yarıklarını görmemek için
Gözlerine kaç deniz mili çekmiştin sevgilim?

Hafızamın o geniş avlusuna
Bir vahiy gibi yumuşacık bir iniş yaparken zaman
Cebindeki tüm esrarı
Cehaletin üzerine boşaltan manitaların bacak aralarına
Hapsetmişti kendini kelepçeli sol elim.
Denizin evlatlıktan reddettiği tüm martılar gibi
Şuursuzdu kanat çırpışlarım bu topraklarda.
Ben artık durmadan sana göç veriyorum sevgilim.
En tutulası yerden tutarak sözü.

Hey şoför!
Şehrin çıkmaz hayatlarına doğru kır şimdi bu ömrü 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder