23 Ekim 2013 Çarşamba

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'yle ilgili olmayan yazı

bazen tuhaf gelir çok şey. savaşlar ve barışlar. upuzun bir yolda kısacık adımlarla yürüyen insanlar. ismini anmamak üzerine söz verdiğiniz bir çiçeğiniz vardır belki sizin de. yıkanmış çamaşırlarınızın cebinde üzerine ağladığınız bir mektup hiç olmadı mı? hiç mi içinden sokak geçen bir evde oturmadınız; hani bir yanında manav bir yanında fırın, bir köşesinde dünyadan düşülen dükkanların olduğu. 
mutsuzluk iç çamaşırı izi gibi belli... mutsuzluk bir iç çamaşırı izi gibi suratınızda. mutsuz olduğunuz anlaşılıyor 3 milden. mutsuz olduğunuz dört beş sevgili öteden belli oluyor. sen İstanbul'da mutsuzsan, Eskişehir'de bunu herkes senden önce öğreniyor. istihbarat sahibi. göğe değiyor kalbinle beynin arasına ördükleri duvar. mutsuzluk bu, arkası sağlam. arkasında meclis var, hatıra var, sevişmişlik var.
köşenize çekiliyorsunuz. havlu attınız. Terlisiniz. Deodorantınız bitmiş. dudaklarınız bitmiş. hayal kırıklığına uğramış kurbağalar gibi kendi alkollü sularımıza çekiliyoruz.
tanrım bize bir ayna verme. tanrım sakın bize bir ayna verme! bizim fotoğrafımızı çek;
mutlulukta yamayız.
bak.
sırıtıyoruz.



04.2013