21 Temmuz 2012 Cumartesi

Rönesans Papatyası


yürüyorsun upuzun sessizliğinde ellerimin
tanınmaz hale gelmiş bir ağıt bu göğsümde ağlayan.
bu özlemek ki ikimize de yeter
bu acı ki kendimin;
bir evin yıkılması gibi üzerine bir ailenin
bir papatyanın devrilmesi gibi üzerine bir arının

beni çok üzdüğünü bilmeni isterim.


aklımda kalacak kadar zamanı olmuyor gözlerinin.
ne çok şey kaybettik hiçbir yara almadığımız savaşlarda
dudaklarım bir teselli ikramiyesidir belkide bu yüzden sana.
üfeleyerek mor bir zerdalinin denize açılan sırtını
kırlangıç ölülerine basarak istersen çıplak ayakla,
adımı, alnımı ve kalbimi
ve kalbimi sana bırakıp giderim.

posta arabası devrilmiş bir atın derin-derin hüznüyle
beni çok üzdüğünü bilmeni isterim.


yürüyorsun upuzun sessizliğinde ellerimin
kalbimin bomboş midesiyle
uyuya kalır gibi en güzel yerinde seni özlemenin
adına şiirler yazdım
adına şekerler, meyveler dağıttım.
seni sevmenin bacakları güzel
seni sevmenin gözleri...


kötülüklerle dolu bu dünyadan korumak için seni
üzerine her şeyimle kapanmış bir kapıyım.
sürekli senden yana tekmelenmiş,
senden yana gururu aşağılanmış.
söz akmıyor insandan dili donduğunda
başımızın üzerinde yeri var - söz bulutu.
ve Sylvester, bütün anahtarları yine yuttu...

mutluluğun denize kayısı olmalı senin
çekiyorsa canım tükeniyorsa ciğerim...

beni çok üzdüğünü bilmeni isterim.

2 yorum:

  1. Üzülmek güzeldir bazen...arkasında bunca guzel cümle bırakıyorsa hele..

    YanıtlaSil
  2. http://www.youtube.com/watch?v=McEEiZU8t4Y

    YanıtlaSil